Limited Şirket Ortaklarının Vergi Borçlarından Sorumluluğu
10/4/2024
Nitekim Türk Ticaret Kanunu'na göre limited şirket ortağı, şirket borçlarından sorumlu olmayıp sadece taahhüt ettiği esas sermaye payını ödemekle ve şirket sözleşmesinde öngörülen ek ödeme ve yan edim yükümlülüklerini yerine getirmekle yükümlüdür. Ancak, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usülü Hakkında Kanun’un 35. maddesi ile söz konusu ticaret hukuku ilkesine önemli bir istisna getirilmiş ve limited şirket ortaklarının, kamu borçları bakımından sorumluluğu düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre, limited şirket ortakları, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulurlar. Ortakların, limited şirketin amme borçlarından sorumlu tutulması konusunda paydaş olma dışında herhangi bir şart getirilmediğinden, kanuni temsilcilerin aksine ortaklar için kusursuz sorumluluk öngörülmüştür.
Ortakların, şirkete ait amme borçları karşısındaki bu sorumlulukları ikincil niteliklidir. Birinci derecede sorumluluk limited şirket tüzel kişiliğine aittir. Başka bir anlatımla, kamu alacakları için öncelikle limited şirketin malvarlığına başvurulmasının zorunlu olup şirketten kısmen ya da tamamen bir sonuç alınamaması durumunda ise ortağın şahsi malvarlığına gidilebilecektir. Limited şirket tüzel kişiliği aleyhine hiçbir takibat yapılmaksızın doğrudan doğruya şirket ortağına başvurmak mümkün değildir.
Asıl borçlu limited şirket adına herhangi bir ödeme emri düzenlenmediği ya da usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği hallerde şirket açısından amme alacağının kesinleştiğinden bahsedilemeyecek ve ortağın şahsi sorumluluğuna gidilemeyecektir.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 1. maddesinde; “Devlete, vilayet hususi idarelerine ve belediyelere ait vergi, resim, harç, ceza tahkik ve takiplerine ait muhakeme masrafı, vergi cezası, para cezası gibi asli, gecikme zammı, faiz gibi fer'i amme alacakları ve aynı idarelerin akitten, haksız fiil ve haksız iktisaptan doğanlar dışında kalan ve amme hizmetleri tatbikatından mütevellit olan diğer alacakları ile; bunların takip masrafları hakkında bu kanun hükümleri tatbik olunur. Türk Ceza Kanununun para cezalarının tahsil şekil ve hapse tahvili hakkındaki hükümleri mahfuzdur” denilerek hangi alacakların amme alacağı (kamu alacağı) olduğu belirlenmiştir.
Alacağın, kamu alacağı olarak nitelendirilmesi halinde, alacak kamu hukuku çerçevesinde, kamu gücüne dayanarak takip ve tahsil edilir. Kamu alacakları, kamu gücüne dayanarak takip ve tahsil edilmesi nedeniyle özel alacaklardan farklı nitelikte olup kamu alacaklarının güvence altına alınmasında ayrıcalıklı usuller ve cebren tahsilat aşamasında özel icra yolu uygulanmaktadır.
Danıştay 4. Dairenin 07.06.2021 tarih ve 2016/14818 Esas, 2021/3024 Karar sayılı ilamı;
"...Bu düzenlemeye göre şirket ortaklarının asıl borçlu şirketin borçlarından dolayı hisseleri oranında sorumlu tutulabilmeleri için, borcun asıl borçlu şirket nezdinde usulüne uygun takip edilerek kesinleştirilmesi ve alacağın şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilememesi veya tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması gerekmektedir.
Davacının, temyiz konusu kararın . sayılı ödeme emrine ilişkin kısmına yönelik temyiz istemi incelendiğinde;
Dosyanın incelenmesinden; davacı şirket ortağı adına düzenlenen . sayılı ödeme emri içeriği borçlara ilişkin olarak asıl borçlu şirket adına düzenlenen bir ödeme emrinin ve bu ödeme emrinin tebliğine ilişkin herhangi bir tebliğ alındısının dosyaya sunulmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle uyuşmazlıkta, asıl borçlu şirket nezdinde usulüne uygun olarak takip edilip kesinleştirilen bir amme alacağından söz edilemeyeceğinden davacı adına şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen . sayılı ödeme emrinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır..."
Vergi Dava Daireleri Kurulunun 13.10.2021 tarih ve 2021/667 Esas, 2021/1290 Karar sayılı ilamı;
"...Dolayısıyla, Vergi Usul Kanunu'nun olay tarihindeki tebligata ilişkin hükümlerine uyulmaması sebebiyle yapılan tebliğ usulsüz olduğundan, asıl borçlu şirketin usulüne uygun şekilde takip edilmemesi nedeniyle dava konusu şirket ortağı adına düzenlenen ödeme emirlerinin ilgili kısımlarında hukuka uygunluk bulunmamaktadır..."
2-)Payını Devreden Ortakların Ödeme Sorumluluğu
AATUHK’nın 35’inci maddesine eklenen ikinci ve üçüncü fıkra hükümleriyle ise şirketteki payını devreden ortak ile hisseyi devralan ortak arasında (devre konu pay oranı ekseninde) müteselsil bir sorumluluk ilişkisi kurulmuştur. Vergide müteselsil sorumluluk, bir vergi borcunun tamamının birden fazla sorumlunun herbirinden aynı anda istenebilmesi halini ifade etmektedir. (Zorlu, 1981,Vergi Hukuku s. 42). Payını devreden ortak yönünden müteselsil sorumluluğa konu edilecek olan vergi borçları, sadece bu ortağın döneminde doğan vergi borçlarıyla sınırlıdır.
Danıştay 4. Dairenin 02.03.2023 tarih ve 2020/723 Esas, 2023/1156 Karar sayılı ilamı;
"...Türkiye Ticaret Sicil Gazetesindeki ilana göre davacının asıl borçlu ... Hiz. Pet. Gıd. San. Ve Tic. Ltd. Şti'nin 1 pay ile şirket ortağı olarak atandığı ve 10 yıl süre ile şirketi temsil edeceği, 22/05/2014 tarihli ortaklar kurulu kararıyla ortaklıktan ayrıldığı, bu hususun 11/06/2014 tarih ve 8588 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği, buna göre dava konusu ödeme emri içeriği vergi borçlarının davacının ortak ve kanuni temsilci sıfatına haiz olduğu döneme ilişkin olması nedeniyle davacının şirket ortaklığından ayrıldığı tarihe kadar sorumluluğunun bulunduğu, bu durumda, davacıdan ödeme emri ile tahsili cihetine gidilen amme alacağının usulüne uygun olarak kesinleşip kesinleşmediği ve asıl amme alacağının borçlu şirketten tahsilinin olanaksız hale gelip gelmediği, ayrıca ödeme emrinin davacının hissesi oranında düzenlenip düzenlenmediği hususunda bir inceleme ve değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekmektedir..."
2.1-) Devir Tarihi İtibariyle Muaccel Haldeki Borçlardan Doğan Sorumluluk
AATUHK’nın 35’inci maddesinin ikinci fıkrası, devir tarihi itibariyle vadesi (ödeme süresinin son günü) geçtiği halde ödenmemiş (muaccel halde) bulunan limited şirket vergi borçlarını kapsamaktadır. (Zübeyir Bakmaz, 2022, Limited Şirket Vergi Borçlarının Ödenmesinde Ortakların Sorumluluğu , Uluslararası Sosyal, Siyasal ve Mali Araştırmalar Dergisi, s.25)
Örneğin, bir limited şirkette % 10’luk paya sahip olan Bay (A), payının tamamını koşullara uyarak 2019 yılında Bayan (B)’ye devretmiştir. 2018 yılının ödenmemiş amme borcu 50.000 TL’dir. Bu tutarın % 10’u olan 5.000 TL’lik amme borcu için hem Bay (A) hem de Bayan (B) takip edilebilecektir (Aksu Özkan, 2020, Yargıtay Kararları Işığında Limited Şirkette Pay Devrinin Ortağın Kamu Borçlarına Etkisi, Hacettepe HFD, s. 255).
1-) Mevcut Ortakların Ödeme Sorumluluğu
Amme alacağının şirketten tahsili olanaksızlığının tespit tarihi itibarıyla ortaklık ilişkisi devam eden mevcut/halihazırdaki paydaşların, birinci fıkra hükmü çerçevesinde gerek devir sonrasına gerekse devir öncesine ait şirket vergi borçlarının tamamından mevcut sermaye hisseleri oranında sorumlu olduklarını göstermektedir. Bu kabul tarzının altında yatan sebep ise, ortaklık payını devralan kişinin, limited şirketin vergi borçlarıyla ilgili durumunu bilmesi gerektiği, dolayısıyla geçmiş dönemlere de ait olsa sorumlu tutulması gerektiği anlayışıdır (Özbalcı, Y. (2001). Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun Yorum ve Açıklamaları s. 358).
2.2-) Devir Tarihi İtibariyle Ödenecek Safhaya Gelmemiş Borçlar ile Müeccel Haldeki Borçlardan Doğan Sorumluluk
AATUHK’nın 35’inci maddesinin üçüncü fıkrası ise devir tarihinden önceki pay sahipliğinin devam ettiği dönemlerde doğmuş olmakla birlikte, devir tarihi itibarıyla henüz ödenecek safhaya gel(e)memiş ya da normal veya özel ödeme süresi (vadesi tarihi) devir tarihinden sonraya tekabül eden (müeccel) vergi borçlarını kapsamaktadır. (Zübeyir Bakmaz, 2022, Limited Şirket Vergi Borçlarının Ödenmesinde Ortakların Sorumluluğu , Uluslararası Sosyal, Siyasal ve Mali Araştırmalar Dergisi, s.26)
Örneğin, bir limited şirkette % 10’luk paya sahip olan Bay (A), payının tamamını koşullara uyarak 2019 yılında Bayan (B)’ye devretmiştir. 2018 yılında doğmuş olmakla birlikte vade tarihi 2019 olan amme borcu 50.000 TL’dir. Bu tutarın % 10’u olan 5.000 TL’lik amme borcu için hem Bay (A) hem de Bayan (B) takip edilebilecektir.
Danıştay 3. Dairenin 29.12.2021 tarih ve 2018/6302 Esas, 2021/6612 Karar sayılı ilamı;
"...6183 sayılı Kanun'un 35.maddesi gereğince şirketten alınamayacağı anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olan limited şirket ortaklarının şirketten ayrılmalarının hukuken kesinleşmesi halinde şirketten ayrıldıkları tarihten sonra doğan kamu borçlarından sorumlulukları bulunmamaktadır.
Noter tasdikli devir sözleşmesiyle ortaklıktan ayrılmanın tescil ve ilanı, kurucu değil, açıklayıcı niteliktedir.




Noter tasdikli devir sözleşmesiyle ortaklıktan ayrılmanın tescil ve ilanı, kurucu değil, açıklayıcı nitelikte kabul edildiğinden; devir tarihi olarak Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi'ndeki ilan tarihi değil, devir sözleşmesinin yapıldığı tarih dikkate alınacaktır.
Dolayısıyla, Gebze 6. Noterinde düzenlenen ...tarih ...yevmiye numaralı hisse devir sözleşmesiyle şirket ortaklığından ayrılan davacının devir tarihinden sonra doğan borçlardan sorumlu tutulmasında hukuka uygunluk görülmediğinden uyuşmazlığı yazılı gerekçeyle sonuçlandıran Vergi Mahkemesine yöneltilen istinaf başvurularına ilişkin Vergi Dava Dairesi kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir..."
Adres
Barbaros Hayrettin Paşa Mh. 1995. Sk.
Akros İstanbul Residence Daire: 167
Esenyurt / İstanbul
İletişim
0536 645 67 95
veracitashukuk@gmail.com